11 Mart 2009 Çarşamba

Adı "Süper" Lig!

bülentuygun

Turkcell Süper Lig. Türkiye'de en iyi takımların oynadığı, eski "Birinci Lig"in yeni adı bildiğiniz gibi bu. İtalya, İspanya, İngiltere, Almanya gibi futbolun öncü ülkelerinin birinci liglerinin isimleriyle karşılaştırıldığı zaman çok daha iddialı bir lig ismi, öyle değil mi? Peki, acaba ligin adını "Süper" koyunca kendisi de süper oluyor mu? Sorunun cevabını bulmak için her hafta Avrupa Liglerinden birer maç, ve Turkcell Süper(!) Lig'den bir maç izlemek yeterli. Örnek olarak bu hafta oynanan maçları alabiliriz.

Türkiye'de puan durumunun ilk 5 sırasını tutan takımlar sırasıyla Sivasspor, Beşiktaş, Trabzonspor, Fenerbahçe ve Galatasaray. Bu takımların bu hafta oynadığı maçlardan bazılarına göz atalım. Haftanın ilk maçı lig beşincisi Galatasaray'ın evinde lig sekizincisi Bursaspor'la oynadığı maçtı. Maçta 3 gol vardı, onun dışında da Bursaspor'un bulduğu 2 ve Galatasaray'ın bulduğu bir gol pozisyonu. 90 dakika boyunca başka bir şey olmazken, Galatasaray ilk golünü rakibe çarpıp kaleciyi kontrpiyede(fransızca contre-pieds yani ters ayak) bırakan bir topla, ikinci golünü de rakip kalecinin hatasıyla topun pres yapan oyuncunun omzuna çarpmasıyla buldu. Bursaspor'un golü ise bir duran toptan geldi. Maçın tamamını izleyin, bundan fazlası yok. Sonra Beşiktaş maçını izledik. Liderliği kovalayan Beşiktaş, artık pek bir hedefi kalmamış Hacettepe ile oynadı, maç 3-2 Beşiktaş'ın üstünlüğüyle bitti. Skora bakarak güzel bir maç olduğunu ve iki takımın da hücum oyununu iyi oynadığını söyleyebiliriz. Ama maçı izlediğimizde iki takımın da savunmada büyük problemler yaşadığını ve gollerin çoğunluğunu bu yüzden yediklerini görebiliriz. Yine de Delgado'nun golü ve izleyende az da olsa heyecan yaratması sebebiyle haftanın en güzel maçı buydu. Pazar günü 2 maç vardı, ilki lig lideri Sivasspor'un Ankaraspor'la oynadığı maçtı. Berbat bir zeminde oynanan kötü oyun, ve karşılıklı birer golle birlikte, maçın en çok tartışılan öğesinin hakem olması, Sivasspor teknik direktörünün takımının yediği golden sonra defalarca tekme atarak yedek kulübesini parçalaması ve maçtan sonra cinnet geçirerek hakeme itiraz etmesi gibi nedenlerle yine zaten kalitesiz futbol bile futbol olmaktan çıktı, maçtan sonra tartışılan takım ve futbolcu performansları değil, hakem ve Bülent Uygun oldu.

Haftanın son maçındaysa Anadolu'nun futbol olarak öncü şehirlerinden biri olan Kayseri'nin yeni ve mükemmel stadının açılışında Kayserispor Fenerbahçe'yle oynadı. Fenerbahçe maça hızlı başlayarak 2 gol birden attı, goller dışında maç boyunca bir pozisyonu vardı. Kalecisi rakip takım futbolcusuna tekme attığı için kırmızı kart gördükten sonra skoru korumak için tamamen kendi yarı sahasına çekildi ve iyi savunma yaparak oyunu kitledi. Kayserispor cephesinde ise değişen bir şey yoktu. Lig boyunca gol atmakta zorlanan Kayserispor, bu maçta da zorlanıyordu. Topu ayağında tutan takım olmasına rağmen uzaktan şutlar ve cılız ortalar dışında pozisyon bile yaratamaması, bu takımın hücum futbolunu oynayamadığını kanıtladı. Maç sonunda Emre Belözoğlu'nun boğaz kesme hareketi, Volkan'ın kırmızı kartı, Tolunay Kafkas'ın Roberto Carlos'un elini ittirmesi derken Alex'in muhteşem golünü, Kadir Has Stadı'nın güzelliğini tartışamadık bile.

Neyse ki artık televizyonlar Avrupa'nın bütün liglerini gösteriyorlar, karşılaştırma fırsatımız var. Yoksa futbolun böyle bir oyun olduğuna inanacaktık. Süper ligimizin bu süper kalitesiz ve futboldan uzak maçlarını izledikten sonra cumartesi gecesi Real Madrid-Atletico Madrid maçında oynanan mükemmel futbolu izlemesek, bir iki hafta sonra eminim futboldan soğuyacağız. Pazar günü Bayer Leverkusen-Bochum ve Milan-Atalanta maçlarını, salı ve çarşamba günü şampiyonlar ligi maçlarını izlemesek bu saçmalıkların normal olduğunu sanacağız.

Bu sene ligimizin futbola kattığı tek şeyin Trabzonspor'un geri dönüşü, ve olası bir Mustafa Denizli başarısı olduğu bir gerçek. Şampiyonluk için 5 takım mücadele ediyormuş, bu takımların arasında sadece 3 puan varmış, umurumda değil! Bu 5 takımın hangisi iyi oynuyor Allah aşkına? Bir ligin kaliteli olmasının tek şartı şampiyonluk için çok takımın mücadele etmesi midir? Ya da şampiyonluk için mücadele eden takımların hepsi kötü oynuyorsa, bu gurur duyulacak bir şey midir? Sanmıyorum. Her hafta sonu utana-sıkıla izlediğimiz ligimiz süperse, Premier League, La Liga, Bundesliga, Serie A nedir, bilemiyorum.

Hiç yorum yok: