26 Eylül 2008 Cuma

Büyük Değişim

Türkler 

Geçen sene Galatasaray ezeli rakibi Fenerbahçe'nin karşısına deplasmanda çıkarken kadrosu bu şekildeydi. Takımın tamamı Türk oyunculardan oluşuyordu. Açıkçası bu maçtan sonra da ligin büyük bir bölümünde Galatasaray'ı bu kadro (+Nonda) taşıdı ve şampiyonluğu getirdi. Geçen senenin Galatasaray'ı yetenekleri kısıtlı ama çok koşan, rakibe alan bırakmayan, çok dinamik bir takımdı. Kalite olarak kat kat altında olduğu söylenen Fenerbahçe'yi de Türkiye Kupası'ndan eledi, ligde de geçerek şampiyon oldu. O zaman yabancılarından sıfır verim alan Galatasaray, bugünlerde yabancılarıyla kazanıyor. Peki ne değişti, bir bakalım.

Öncelikle transferle başlayalım. Geçen seneden takımda olan Bouzid ve Carrusca gibi 2 gereksiz yabancı gönderildi ve gerekli kontenjan açıldı. Oynadığı ve iyi olduğu zamanlarda Premiere League'in en iyi sol açıklarından biri olarak kabul edilen Harry Kewell bonservissiz alındı. Defansın göbeğinde fazla ücret almasına rağmen seneler geçtikçe yaşlanan ve sorun yaratan Song gönderildi, onun yerine Bundesliga'nın iyilerinden sayılabilecek, topu oyuna sokma konusunda çok başarılı olan Meira geldi. Kalede bir şekilde güven vermeyen Aykut ve Orkun'un yanına da daha önce İtalya Milli Takımı'na çağrılarak kalitesini kanıtlayan Morgan de Sanctis alındı. Hakan Şükür'ün gidişiyle azalan ve alternatifsizleşen forvet hattına da bir dönem yıldızı parlayıp sönen ama kalitesi tartışılmayacak bir oyuncu olan Milan Baros getirildi. Bütün bu olanlara bakınca, bu transfer sezonunun Galatasaray açısından hem maddi hem de sağladığı yarar açısından en parlak sezonlardan biri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Takımın ihtiyacı olan bölgelere nokta transferler yapılırken Galatasaray daha fazla kaliteli oyuncusu olan bir takım haline geldi. Şimdi bu transferlerin sahaya nasıl yansıdığına bakalım.

 

Önce kaleden başlayalım. Morgan de Sanctis gelmeden önce oynayan Aykut ve Orkun birer çizgi kalecisi olarak başarılı olsalar da ikisinin de yan toplarda zaafı olması, topu oyuna iyi sokamamaları, her an hata yapma risklerinin yüksek olması ve defans oyuncuları üzerinde bir hakimiyet kuramamaları çok büyük handikaplardı. Morgan de Sanctis oynadığı ilk maçta çok zor bir pozisyonun gol olmasını önleyerek Aykut ve Orkun'un bir sezondur veremediği güveni bir maçta verdi. Yan toplardan çok fazla gol yiyen Galatasaray'ın en büyük sorunlarından biri altıpasa doğru kesilen ortalara kalecinin çıkmamasıydı, Sanctis onu da halletti. Topu oyuna çoklukla defansla paslaşarak sokup, geri paslarda hata oranını da azaltınca Galatasaray'ın topu ayağında tutmasına ve oyunun temposunu daha rahat dikte etmesine olanak sağladı. Defansta Meira, kuşkusuz bu senenin en iyi transferlerinden biri, benim şahsi fikrim en iyisi. Geçen sene Song-Servet ya da Emre-Servet şeklinde oynayan ve topu oyuna sokmakta zorlandığı için hemen her topu ileriye şişiren bir defans yerine Meira'nın gelişiyle birlikte ortasahaya kısa pasla topu ulaştıran, zaman zaman oyunu kanatlara açan, pozisyon bulduğunda topla beraber ileri çıkıp tehlike yaratan bir defans ortaya çıktı. Takım arkadaşlarıyla uyumu tam sağlayamadığı için defansta özellikle yerleşmede hatalar yapsa da zamanla Meira'nın Türkiye'ye gelmiş en kaliteli defans oyuncularından biri olduğu ortaya çıkacaktır. Gelelim Harry Kewell'a. Daha takımda çok yeni olmasına rağmen gerek futbolcular gerek taraftarlar tarafından şimdiden çok seviliyor. Klasik bir kanat oyuncusunun yaptığı gibi topu alıp çizgiden gitmiyor, daha çok içeriye kat ederek oynamayı seviyor. Uzaktan şutları, arka direkte kendini unutturarak attığı ve atacağı goller Galatasaray'ın gol bulmakta sıkıntı çektiği maçlarda çok işine yarayacak. Skora yaptığı büyük katkının yanı sıra, Harry Kewell ortasahada oyun kurma işleminde Lincoln'e de yardım ediyor. Böylece Galatasaray oyunu tek bir oyuncu üzerinden organize etmemiş oluyor. Hem Lincoln'ün yükü hafifliyor, hem de Galatasaray karşı takımlar için durdurulması daha zor bir takım haline geliyor. Son olarak da Baros. Uzun zamandır Galatasaray'ın aradığı aralara kaçan, gerektiği zaman adam da eksiltebilecek, havadan yerden bitirici, iki ayağını da kullanabilen, yırtıcı bir forvet. İlk 11'de çıktığı 2 maçta 4 gol atarak 4-4'lük bir seçim olduğunu da tekrar kanıtladı. Özellikle yaptığı koşularla gerek kendisi top alması, gerek iyi anlaştığı Nonda'yı boş bırakmasıyla Galatasaray'a çok gol kazandıracaktır. Bu performansını devam ettirdiği takdirde -ki öyle olacağını düşünüyorum- Turkcell Süper Lig'in açık ara gol kralı olur.

Yabancılar

Galatasaray'ın bu sene hücumda yükünü çekecek olan bu 4 adam, defansta güven verecek olan Meira, kaleyi koruyacak olan Morgan De Sanctis. Geçen sene yabancısız mücadele eden ve şampiyon olan Galatasaray, bu sene daha kaliteli, daha teknik, ve daha yabancı kadrosuyla şampiyonluk arayacak.

5 yorum:

Adsız dedi ki...

ben bir fenerbahçeli olarak yorum yapacağım objektif olamayabilirim..

geçen sene galatasaray o takımla karşımıza çıkarken korkuyordum açıkçası. koşan, pres yapan genç takımlar tehlikelidir her zaman. bu sene ise kim teknik ayaklarını konuşturursa o kazanacak gibi bu yüzden de iki takım da iç saha avantajını kullanıp üçer puan alır diye düşünüyorum.

gelelim kadroya. aykutla orkunu eleştiriyosunuz belki ama geçen sene aykuta çok fazla güvenildi ve birçok maçta da boşa çıkarmadı. son maçlara doğru sivasta tekledi bu sene başında da gardı düştü. aykut'u da orkun'u da sevmezdim bi gün patlayacakları belli olan kaleciler. çizgi kalecisi deyince aklıma serdar geliyor. bence galatasaray onu alabilirdi de santchis'den daha çok güven verirdi. zira fenerbahçe'de hep iyi oynadı bi trabzon maçı hariç..

song türkiye'nin en iyi defansıydı diyebilirim rahatlıkla. problemleri bilmiyorum ama meira'dan daha iyi bi görüntüsü vardı benim gözümde. bi tek nobre'ye karşı zaafı var. başka da eksiği yok..top şişirme işini de rakip çok basarsa yapıyodu. trabzon için çok iyi transfer.

meira da defansta durmuyor. servet geçen sene özverisiyle büyük alkış aldı. ama şimdiki formunu beğenmiyorum ben. ki büyük takımlara karşı uefa'da mesela milan man city gelirse tekler. biri uyarmalı. song geride duruyodu ama meira durmuyor. bu büyük bir sorun.

kewell çok iyi bi transfer bonservis bedeli olmadığı da düşünülünce. baros hakkında yorum yapamıcam anadolu takımlarına atar.

galatasaray'In eksileri olarak da formsuz ve sakat oyuncular dikkat çekiyor. geçen sene büyük katkı yapan arda ile topal formsuz. ayhan da eski formundan biraz uzaktı izlediğim bi kaç maçta. büyük başarılar için sağ ve sol beklerin çok sağlam olması gerekiyor bence. fenerbahçenin geçen seneki çeyrek final başarısında en çok bu etkene dikkat ettim ben. galatasaray'da solda hakan var ki düz adam benim gözümde. sağda da kimse yok zaten şimdilik. bu yüzden uefa finali beklemek hayal olur. ligi alır götürür galatasaray bi sürpriz olmazsa. bunda da aziz beyin transfer başarıları önemli rol oynuyor.

galatasaray'a avrupa'da başarılar dilerim.ligde de bol puan kayıpları:)

ruicosta10 dedi ki...

Öncelikle yorum için teşekkürler. Zaten Türkiye'de kimseden objektif yorum beklemiyoruz artık bu kadar fanatizmin olduğu bir ülkede :)

Açıkçası söylediğinize katılıyorum. Çok koşan genç takımlar her zaman tehlikelidirler. Özellikle ilk golü atıp ritmlerini buldukları zaman kolay kolay yenilmezler. 3'er puan tahmininize de katılıyorum.

Serdar'ı Bursaspor'dan biliyorum ben daha çok. Tipik bir Türk kalecisi. Özgüveni Aykut ve Orkun'dan biraz daha fazla o kadar.

Song'un problemleri derken yaşını kastediyordum. Hem baya yüklü bir ücret aldı geçen sene hem de ligin yarısında oynamadı. Bu şekilde külfet oluyordu, o yüzden gitmesi doğru bir hamle. Trabzon da bonservissiz oyuncuyu kaçırmadı onlar için de mükemmel bir hamle. Song Türkiye'nin en iyi defansıydı önermesine katılmamakla birlikte Song'un Türkiye'nin en iyi kesicisi olduğunu düşünüyorum. Toplara ilk pozisyonda müdahale eden bir defanstı Song. Bolca pozisyon hatası yapsa da özverili oyunuyla telafi ediyordu ve top daha rakibe gelmeden araya girdiği için pozisyon sayısını azaltıyordu.

Meira'nın fazla atağa çıktığı doğru. Daha doğrusu şöyle söyleyeyim, Meira ve Servet aynı anda hücuma çıkıyorlar. Normalde biri çıkarken Ayhan'ın stopere yaklaşarak 2. stoper gibi oynaması ve kontra-atakları kesmesi gerekir. Ama Galatasaray'da hem 2 stoper birden çıkıyor hem de Ayhan. Bu yüzden çok fazla kontra-atak golü yiyor zaten Galatasaray. Mehmet Topal bu işi iyi yapıyordu.

Ben de bu sene için Galatasaray'ın ligde şampiyonluğu zorlayacağını Uefa'da da çeyrek finalde eleneceğini tahmin ediyorum. İyi dilekleriniz (!) için de teşekkürler :)

mca dedi ki...

Gerekli şeyleri söylemişsin, ancak eksik bir şey var ki o da takım olabilmek.

Bu hafta sinyalleri verdi ki bu saydığın yetenekli futbolcular ile, saymadığın yetenekli futbolcular iyi bir "takım" olacaklar. Futbolcuların birbirini sevmesi çok önemli bana göre. o yüzden rekabet denen şeyin çok da verimli bir şey olduğunu düşünmüyorum. Takımın amaçları bireysel amaçlardan önce gelmeli..

Milli Takımın Avrupa şampiyonasındaki yakaladağı hava gibi sevgi çerçevesinde bir hava yakalanırsa yine büyük başarılara gidebiliriz. Öyle bir takım için, adil ve yapıcı biri olan Skibbe doğru bir lider. Bilmiyorum belki ben de objektif olamayarak olumlu yönleri görüyor olabilirim. Ancak bu haftaki gol sevinçlerinde hissettiğim sevgi bana "güzel günler göreceğiz çocuklar" dedirtti.:)
Teşekkürler..

silenzio dedi ki...

Bu senenin transfer açısından en iyi takımı kuşkusuz Galatasaray'dı ve Fenerbahçe'li olmama rağmen en büyükte şampiyonluk adayı ne yazık ki gene GS. Ancak şuan GS'nin takım kimyası problemi var gibi gözüküyor. Transferlerin geç gelmesi falan buna sebep olmuş olabilir. Ayrıca Rui'nin yazdığı gibi Ayhan geri kaçma işini hiç beceremeyip üstüne üstlük ortasahada rahatsız edici adam görevini pek yapmadığı halde neden Mehmet Topal'a tercih ediliyor ilginç.(Linderoth'un da bu görevi iyi yapacağını düşünüyorum) Yalnız Gs'nin dikkat etmesi gereken üç şey var bence, birincisi bahsedildiği gibi kontraataklar. Akıllı ve ödevine çalışmış takımlar bu şekildeki bi GS'den çok puan kopartırlar çünkü iki ağır defans artı arkaya sarkmasını bilmeyen bir defansif ortasaha ve yavaş sol bekle kontraatak diye bağırıyorsunuz.
İkinci dikkat edilmesi gereken şey de sakatlıklar, yani ne kadar dikkat edilebilinirse. Kadro olarak kırılgan bir yapısı var GS'nin, Uğur,Linderoth,Lincoln,Barış(hoş bu adam ne zaman sakatlanıyor ne zaman numara yapıyor anlayamıyoruz), Kewell, Baros, yeni transfer Serdar'da bana pek kırılgan geldi, Serkan Çalık, Aydın vs. Evet kadro yapısı oldukça geniş olduğu için sakatlıklar sırıtmayabilir ama oldukça önemli.
Üçüncüsü de anadolu deplasmanları. Yabancı egemenliği olan takımların en büyük sorunlarından biridir bu, Fenerbahçe'de az çekmemiştir bundan. Bu tarz durumlarda Lincoln Anelka yerine hırslı Türk oyunculara güvenmek zorunda kalırsınız bence, mesela Tuncay Ümit, GS'deki karşılıkları olarak da Arda,Topal,Hasan gibi adamlarla ilerlemek daha mantıklı gibi geliyor bana.
nese ben de isimsiz arkadaşın sözleriyle bitireyim yorumu; galatasaray'a avrupa'da başarılar dilerim.ligde de bol puan kayıpları:)

Adsız dedi ki...

Bir Galatasaraylı olarak yorumlarım:

Morgan De Sanctis, Aykut ve Orkun'dan sonra ilaç gibi transfer. Çizgi kalecisi değil adeta ön libero görevi yapıyor bir çok pozisyonda. Defansı organize ediyor, Aykut'la Orkun gibi pasif değil bu konuda. Aykut önemi yüksek maçlarda heyecan yapıyor ya da konsantre olamıyor. Geçen sezonki Sivasspor maçında ve Bükreş maçında yaptığı hataları biliyoruz.

Emre Güngör takıma geçen sene sezon ortasında gelmesine rağmen çabuk uyum sağladı, Song'dan da formayı aldı. İyi bir kesici ve topu oyuna sokmada çok başarılı, geçen sezon ceza sahasından ilerideki Ümit'in ayağına havadan mükemmel isabetli paslar atti. Yaptığı açıklamada da Galatasaray'da uzun yıllar oynayıp kaptan olmak istediğini söylediğinden Galatasaray'ı tuttuğunu düşünüyorum ki bu da oynama isteği ve azminden belli oluyor. Kısacası sakatlığı geçtiğinde Servet'in yerine ilk 11 e geçmeli. Meira için yazdıklarına aynen katılıyorum, topu alıp ceza sahasından rakip ceza sahasına gitmesi bir stoperden beklenmeyecek derecede güzel.

Sol bekte Hakan Balta ve Volkan Yaman ileriye çıktıklarında geriye dönemiyorlar. Alparslan Erdem bir iki maçta sonradan oyuna girdi, gerçi bu kadar az izlemeyle kesin bir karar vermek yanlış olur ama gördüğüm kadarıyla hızı ve tekniği iyi. Bu oyununu sürdürürse sol bekin değişmezi olur. Hiç tedirginlik görmedim Alparslan'da. Oysa sağ taraftaki Serkan Kurtuluş için aynı şeyleri söyleyemeceğim. Şimdiye kadar Galatasaray'da Alparslan'dan daha çok forma giydi ama tedirgindi aynı zamanda çok yetenekli değil, fazla kalıcı olmayacaktır! Sağ bekte Sabri ile olmayacağı kesin, Uğur'un bir an önce iyileşmesi gerek.

Kewell ın teknik özelliklerini saymaya gerek yok zaten. Artı olarak takımı ateşliyor ve devamlı gülümsemesiyle pozitif enerji veriyor oyunculara, taraftara.

Milan Baros iyi toplar aldığında gol atıyor, top sürüyor atıyor. Yerinde transfer.

Benim ideal kadrom şöyle;

Ümit Baros

Kewell Lincoln Aydın
(Arda)

Mehmet Topal

Alparslan Meira E. Güngör Uğur

Morgan De Sanctis