Galipten başlayalım. Hacettepe'yi ve Ergün Penbe'yi tebrik etmek lazım. Küme düşmeyi garantilemiş olsalar bile bu mücadeleyi göstermeleri saygıyı hak ediyor. Oyuncular biraz da vitrin motivasyonuyla bu maçta ellerinden geleni yaptılar. Açıkçası kapasiteleri de belli, küme düşmeyi her şeye rağmen hak ediyorlar. Bir Galatasaray taraftarı olarak Ergün Penbe'nin duruşuna bayıldım. En azından eski takımına gol atınca yumruk şov(!) yapmadı.
Galatasaray açısından ise bu maçı en iyi özetleyen şey; küme düşmeyi garantileyen Hacettepe'nin, Galatasaray'dan daha istekli olmasıydı. Galatasaray'lı futbolcular sezonun son perdesini oynarken, aynı zamanda rezaletin de son perdesini oynadılar. Sahada hayatımda gördüğüm en hırssız, en isteksiz takımlardan biri vardı. Özellikle Harry Kewell, Yaser, Hakan Balta gibi oyuncuların bitik halleri gerçekten beni şaşırttı. Beni şaşırtan bir başka şey ise takımın en iyi iki futbolcusunun Lincoln ve Semih Kaya olmasıydı. Lincoln istediğinde ne kadar iyi oynayabileceğini, Semih de gelecekte gerçekten iyi bir stoper olacağını gösterdi. Takımın geri kalanı ise tatile çıktıklarını... Bülent Korkmaz'ın anlamsız değişiklikleri de duruma tuz biber ekti. İnsan düşmanına Bülent Korkmaz'ın Hasan Şaş'a yaptığını yapmaz. Sakatlıktan yeni çıkmış ve kendine iyi bakmamış bir oyuncuyu her kötü giden maçta kurtarıcı olarak oyuna sürerek taraftarın önüne atmak, kuşkusuz Bülent Korkmaz'ın kötü niyetle yaptığı bir şey değil. Ancak Bülent Korkmaz bu şişkin egosuyla, kafasındaki bu yerli-yabancı ayrımıyla, bu inatçı karakteriyle, bu sınırlı futbol bilgisiyle Galatasaray'ın teknik direktörü olamayacağını çok defa kanıtladı. Geçen sene sıradışı ve çok mutluluk verici bir şampiyonluk yaşadık. Ancak kabul etmek gerekir ki en nihayetinde bu şampiyonluğun bedeli, bize ağır oldu. Futbol takımını teknik direktörsüz yönetebileceğini sanan Adnan'lar bir yandan Galatasaray tarihinin en iyi kadrosunu kurarken, bu kadronun başına hak ettiği kalitede bir teknik direktör getirmeye gerek görmediler. Ne Skibbe, ne de Bülent Korkmaz bu halleriyle bu takımın teknik direktörleri değil. Eğer bu sezonun bize en küçük bir faydası varsa, o da bir futbol takımının iyi bir teknik direktör olmadan başarılı olmasının imkansız olduğu gerçeğini yöneticilerimize öğretmesidir.
Seneye Adnan Sezgin'siz, işine karışılmayacak uluslararası kalitede bir hocayla ve bir-iki takviyeyle bu takımın neler yapabileceğini görürüz umarım. Florya'nın tek sorumlusu olması için iki tane de ütopik adayım var: Felix Magath ve Fatih Terim.
11 yorum:
Bu kadroya değil bir-iki, an az 7-8 direk oynayacak takviye lazım. Baros, Topal Servet-Ardayı çıkarın, Lincoln ve Kewellin ayrılacaklarını da düşünürsek gerisini at çöpe. Bursada oynayamaz kalanlar.
öncelikle semih kaya geçen hafta ilerde iyi bir stoper olmayacağını gösterdi. büyük şehir belediye maçında da, ankaraspor maçında da , bu maçta da öncelikle yapması gerken şeyi yapmadı. geçen hafta topu taca atmak yerine yerden oynayınca top rakibe gitmiş ve sonrasında gol olmuştu.
ikincisi galtasaray' ın teknik direktörü asla beraberliğe yatmaz. yatmamalı. 50. dakikada yaser'i çıkarmak -iyi ya da kötü oynadı tartışılır, o ayrı mevzu- volkan yaman' ı almak beraberliğe yatmaktır. hasan şaş konusuna değinmeye bile gerek yok.
bülent korkmazla bu işin olmayacağı çok belli oldu.
Bence biraz sert bir yorum olmuş. İlk etapta Türkiye Ligi için saydığınız oyuncular dışında Hakan Balta, Emre Güngör, Semih :) gibi oyuncuları da yeterli görüyorum. Zaten önerdiğim altyapıya dayalı uzun bir süreç olduğu için transfere pek de para ayırmaya gerek kalmaz sanırım. Sonuçta bugün Avrupa'nın orta halli takımlarında ilk 11 oynayabilecek olan Mehmet Topal'ı Çanakkale'den cüzzi bir miktara aldık. Teşekkürler
Bülent Korkmaz ve Galatasaray'ın oyun yapısı konusunda söylediklerinize katılmakla beraber, Semih Kaya için aceleci davrandığınıza inanıyorum. Sonuçta Semih daha 17 yaşında, ve o yaştaki bir futbolcu için oldukça olgun ve özgüveni yüksek. Elbette hatalar yapacaktır, ben onun iyi bir teknik direktörün elinde büyük bir futbolcu olacağını düşünüyorum.
Son 2 kelimesine kadar aynen katılıyorum. Ama aranan uluslararası kalitede bir hoca ise eğer, 2. isim pek o tanıma uymuyor. Üstelik bu şans kendisine 7 sezon önce verilmişti. Ne olduğunu hatırlıyoruz hepimiz. Bülent Korkmaz tercihinden bile daha abes bir seçim olacaktır bence. Takıma 7-8 oyuncuya falan gerek yok kesinlikle. Ne yaptığını bilen bir teknik direktörün bu oyuncu grubunu takım haline getirmesi esas ihtiyaç duyulan. Ne yaptığını bilen dedik bu seferde, o yüzden ilk isim -gelmesi zorda olsa- adayımız o olsun.
Teşekkür ederim Murat bey. Fatih Terim konusunda büyük ihtimalle haklısınız, tarih de beni yanıltıyor bu konuda. Sözkonusu kişi Fatih Terim olunca biraz yanlıyım malesef :) Ancak mantıklı sebeplerim de var tabii. Sözlükten birisi sormuştu niye Fatih Terim diye, ona verdiğim cevabı kopyalıyorum: "çünkü şu anda galatasaray taraftarının uzun bir zaman sabredebileceği ender teknik direktörlerden biridir. eğer bir sistem oturtmaya çalışıyorsan ilk zamanlarda başarısız olabilirsin, ama teknik direktörü göndermek yapabileceğin en kötü şey olur." Eğer Florya'yı tek bir kişiye bağlayıp altyapı odaklı bir sistem takımı olmak istiyorsan Fatih Terim uygun bir tercihtir bence, her şeye rağmen. Üstelik ikinci gelişindeki başarısızlığın kendisinden daha büyük bir sorumlusu vardı: Özhan Canaydın :)
Merak etmeyin, Magath ya da Terim fark etmez size. Hiddink gelse, onun da boynuna geçirirsiniz ilk hayal kırıklığında ilmiği!
Özhan Canaydın konusunda temel olarak aynı fikirdeyim. Adının arkasına konan :) herşeyi anlatıyor zaten, fazla söze gerek yok. Ancak, bu dönemdeki başarısızlıkta esas sorumlunun FT olduğu düşüncesindeyim. Sonuçta, yönetimin bir çok hatası olmasına rağmen furbol takımı konusunda FT'e hatırı sayılır imkanlar tanıdığını düşünüyorum. Ancak bu imkanlar, Abdullah Ercan, Baliç, Revivo, Fabio Pinto, Christian, M.Polat, Almaguer, Bratu, de Boer, Petre vs gibi daha çok uzatılabilecek bir oyuncu listesi için harcandı. Bazı oyuncularda yanılmak işin doğasında var ama 2 senede alınan her adamın fiyasko oluşu da, bana göre yeniden yapılanma süreci içerisinde olacak bir GS için doğru seçimin FT olmadığı yönünde bir işaret. Ayrıca, görev süreleri boyunca GS altyapısından çıkan oyunculara bakınca; Emre Belözoğlu, Fatih Akyel ve Sabri haricinde pek akla gelen bir isim yok uzun vadede kalıcı olan. Kaldı ki, Fatih ve Sabri'nin de hem performans hem de sportmenlik açısından çok tartışmalı isimler olduğunu da belirtelim. Dolayısıyla da, altyapı konusunda da ben çok iyimser değilim FT için. Teknik adam konusunda kesinlikle gerilim-gaz-motivasyon ekolünden olmayan biri ile çalışılması gerektiğine inanıyorum.
Ayrıca, adam olacak çocuk hesabı, işin rengi bi 10 bilemediniz 15 maçta belli oluyor. İlk dönemde yaşanabilecek bazı başarısızlıklarda tolerans tanınması için o teknik adamın da ortaya bir şeyler koymuş olması gerekiyor. Mesela, GS 96-97'de Ali Sami Yen'de 4 yemişti FB'den, Kupa Galipleri Kupası'nda ilk ciddi rakibe elenmişti, ama elenirken 4 atmıştı İstanbul'da PSG'e, o ilk yarıyı da 44 puanla tamamlamıştı GS. O yüzden, geldiği sezonun ilk yarısında ne ise sonrası da öyle oluyor. Skibbe için de aslında ortaya konabilecek oşumlu şeyler vardı saha içinde, 2000'den beri en zevk veren hücum futbolunu izliyorduk. Ama, dediğim gibi işin başında ne ise o. FB'den ve Eses'ten 4 yemişti GS ilk yarıda. Fotoğraf buydu aslında, sadece son karede Kocaeli vardı. O yüzden gelen teknik adam ilk gününden itibaren camianın beklentilerini belirli ölçüde karşılamak zorunda. Son olarak, Semih Kaya'yı eleştiren arkadaşların ne beklediklerini merak ediyorum. Savunmanın ortasında Servet, Meira ve 2 Emre ile oynanan sezonda GS Semih'in olmadığı 46 resmi maçta 55 gol yemiş. Sadece savunma olarak değil, takım savunması ve kaleci olarakta felaket bir sezon geçriyor GS. Moral motivasyon açısından yerlerde sürünüyor takım. Semih yanında devamlı farklı bir partnerle sahada. İdeal olarak yanında olması gereken Servet te yok. Buna rağmen, ufak tefek hatalarının yanında oldukça başarılı buldum ben 3 maçta Semih'i. Gelecek sezon için bence yabancı stoper aranmasına kesinlikle gerek olmadığını düşünüyorum. Yaz döneminde iyi hazırlanırsa ve iyi bir hoca ile çalışma fırsatı bulursa, Semih'in önemli bir oyuncu olması muhtemel.
semih' i eleştiren birisi olarak ne beklediğimi söyleyeyim. defans oyuncusu ne kadar kendine güvenirse güvensin yapması gereken temel bazı şeyler vardır. bunlardan biri de tehlike bölgelerinde topu yerden oynamak yerine uzun vurarak ya da taca atarak o bölgeden uzaklaştırmaktır. maldini bunu yapıyor, terry yapıyor, ferdinand yapıyor bizim semihimiz canımız ciğerimiz(!) yerden oynamayı tercih ediyor. bu kadar temel bir hareketi bile 3 maçta yanlış yapıyorsa bunun heyecanı falan olmaz. heyecan 1 maçta olur.
Bir defans oyuncusunundan beklenen temel şey "tehlike bölgelerinde topu yerden oynamak yerine uzun vurarak ya da taca atarak o bölgeden uzaklaştırması" değil, ne zaman yerden pasla çıkacak ne zaman ileri yada taca uzaklaştıracak onun dengesini iyi kurmasıdır.
Her topu uzaklaştırmak için dan-dun vurmak gibi bir temel savunma anlayışa katılmıyorum. Zira ileri ya da taca uzaklaştırılacak bu toplar yeniden rakip hücum olarak size dönecektir.
Bir anlamda risk algısının gelişmişliği ile alakalı bir durum bu. Bir oyuncunun bunu sağlaması için de en önemli etken maç tecrübesidir. Semih'in de bu konuda ciddi bir eksiği olduğuna göre hata yapması doğaldır, ancak skora etki edecek bir bireysel hata da izlediğimi hatırlamıyorum bu 3 maçta.
Semih konusunda "tamam, olmuş bu. Seneye Servet-Semih oynar ikili." gibi bir iddiam yok. Semih'in çok yolu var hala. Ama sizin kadar da negatif değilim Semih için.
kimin haklı olduğunu zaman gösterecek.
Yorum Gönder