Arda'nın sezonun genelini ikiyle çarpan oyununu, Barış'ın deli dana gibi her yere saldırmasını ve ikili mücadelelerde kendini yere atması yerine rakibi sertlikle yıldırmasını, Hakan Balta'nın sakatlık sonrası beklenenin üzerine çıkması.
Bütün bunlara genel olarak B.K Effect diyebiliriz sanırım.
maç içinden üç dip notum olacak yalnız
1- Meira- Bu adam için söylenen rakamlar veriliyorsa satılsın. Paf takımın yıldızı Semih de bu adam kadar oynar gibime geliyor, ve lütfen bana "abi adma iyi top çıkartıyor" ileri argümanını yapmayın kardeşim, verilen parya yazık lan en azından yeni bi defans kazanır Gs.
2- Barış Özbek'in saçları?
? koydum çünkü ne diyicem bilemedim. ilk başta bıçkın delikanlı saç dikilmesiydi, sonra o saçların önü düştü tek gözü kapadı neredeyse emo oldu, 2. devrede de önce kuaför çırağı sonra da alamancı stiliyle göz doldurdu. Arif Erdem ve tayfası neden millete 3 numara makine ile girişiyormuş şimd anladım.
3- Sabri
Fransız kanalından izliyordum maçı, adamlar zaten bizdeki "oo ömer abi" gibi anlatıyorlardı maçı, bi pozisyonda dikkat sabri dediler, sabri yuvarlanan topu gene kale arkası üst blok f-4 e yolladı adamlar güldüler falan. ben de dedim ki bu adam gene B.K.E effect yüzünden gaz anladık amaa... derken sabri'nin olay şutları geldi, ilkinde defans durdurdu, sonra kaleci çeldi -fransız spikerler uffff diye bağırdılar çok komikti haliyle :)-
ve o an... tamam defansa çarpıp girdi top, ama topu fezaya yollamaması bile bir gelişmeyken gitti gol oldu. adam golden sonra ne güzel güldü be. gene söylediğimi söylüyorum, çok koşan iyi bir yedek bek olur kendisinden o kadar, fazlasını beklemek ona ayıp olur. tebrkler sabri
27 Şubat 2009 Cuma
26 Şubat 2009 Perşembe
Sert Adımlarla Her Yer İnlesin!
Maçtan önceki yazımızda, Galatasaray'ın bugün maça çıkarken en büyük kozunun taraftarı ve mücadelesi olacağını söylemiştik. Bugün bu takım son saniyeye kadar mücadele etmeseydi, bu maçı kazanamazdı. Maçı izleyenlerden, Kewell'ın attığı gol öncesi Bordeaux'nun sürekli topu kaybetmesi ve tribünlerin giderek sesini yükseltmesiyle beraber Galatasaray'ın presini artırmasıyla topun taca çıktığını kim inkar edebilir? Kim ikinci yarının başından itibaren bütün stadın coşkulu bir şekilde söylediği Gençlik Marşı'na etkisiz diyebilir? Maç 3-3 olduktan sonra bile taraftarın desteği kesmemesinin futbolcular üzerinde etkisi olmadığını kim söyleyebilir? Kuşkusuz kimse bunların aksini iddia edemez.
Sahada en çok mücadele eden ve en iyi oynayan futbolcuların başında Arda, Baros ve Barış geldi bana göre. Barış yine çok sayıda top kaptırdığı için etkisiz gözüktü ama defansif olarak çok iş yaptı. Baros da gol atmamasına rağmen hem çok iyi top sakladı, hem de defansı koşturdu ve yordu. Zaten muhtemelen maçın en çok koşan adamı Baros'tur. Arda Turan'a zaten söyleyecek söz yok. Attığı 2 golü de geçtim. Takım 1-0 gerideyken ve 3-3'ten sonra hep sorumluluk aldı, top taşıdı. Defansa da gereğinden çok daha fazla yardım etti.
Ve Sabri. Hafta sonu bu adama küfredildi, herkes tarafından ağır eleştirildi -ben de dahil!- ona rağmen çıktı bugün yine elinden geleni yaptı. 90. dakikada çektiği şut gol de olmayabilirdi, ama yine de çok iyi mücadele etti Sabri. Meira, Emre Aşık ve De Sanctis, sırasıyla yediğimiz 3 golün sebebi oldular. Hakan Balta ve Ayhan kendi standartlarının çok altındalardı, Lincoln de ortalamanın üzerinde bir oyun sergiledi, 3. goldeki asisti mükemmeldi.
Harry Kewell'ın attığı gol üzerine söylenecek hiçbir şey yok. Senelerce tekrar tekrar izlenecek bir gol olduğu ortada. Galatasaray'ın bu tip gollerinden de hep Fransız klüpleri nasipleniyor nedense :) Önce Prekazi ve Hagi'nin Monaco'ya attıkları goller, şimdi de bugünkü gol. Herkes hakkında konuşmuşken Mehmet Topal'ı es geçmek ayıp olur. Bir kere bu adam çok şanssız, öncelikle geçmiş olsun. Oyundan çıkmadan önce iyi oynuyordu, muhtemelen sakatlanmasa maçın sonuna kadar iyi oynayacaktı ama çıkması Galatasaray için daha hayırlı oldu. Özellikle geri düştükten sonra gol atmak için bir tane daha hücumda etkili oyuncuya ihtiyacımız vardı- ki Kewell farkını gösterdi girdikten sonra.
Açıkçası maçın daha 11-12. saniyesinde gol yedikten sonra 3-1 öne geçmek, 2 gol daha yiyerek turu tehlikeye soktuktan sonra son dakikalarda kazanmak, sadece inanmış bir takımın yapabileceği bir şey. Her galibiyetten sonra geri dönüp, bir sonraki yenilgiye kadar gitmeyen "2000 ruhu" tabii ki yine geri geldi. Üstüne üstlük bu maç oynanış şekli ve sonucuyla bana 1999 senesinde Şampiyonlar Ligi'nde yaptığımız son maç olan Milan maçını ve 2001 senesinde 2-0'dan 3-2'ye çevirdiğimiz Real Madrid maçını hatırlattı. Umarım bu sefer gitmez de bu sene Avrupa'da başarılar kazanırken görürüz Galatasaray'ı.
Bugünkü maçta sonuna kadar inançlarını ve hırslarını kaybetmeden varını yoğunu ortaya koyarak mücadele eden aslanlara, teknik ekibe, hiç susmadan takımı destekleyen taraftarlara teşekkürü bir borç biliyorum. Maçın adamı kuşkusuz Arda Turan'dır. Bülent Korkmaz'la ilgili daha sonra bir yazı yazacağım.
Hülasa, Galatasaray taraftarıyla birlikte savaştı ve bu maçı aldı. Efsane teknik direktör Jupp Derwall'e ve sonrasında Gheorghe Hagi'ye aynı şeyi söyleten, bugün yine sahadaydı:
"Galatasaray'ın adının olduğu her yerde umut vardır."
Bülent Korkmaz ?
Servet sakat, farklılık yaratıcak en önemli oyuncularından biri 45 dakika anca oynayabilir, yedek defansın da sakatlanmış -emre güngörü yeni öğrendim-.
bakalım bülent korkmaz etkisi ne kadar işe yarayacak. umarım yarar
bakalım bülent korkmaz etkisi ne kadar işe yarayacak. umarım yarar
Taraftarınla Birlikte Savaş
Galatasaray bugün Ali Sami Yen'de Bordeaux karşısına çıkıyor. Takım ikinci yarının başından beri iyi oynamıyor, pazar günü oynanan Kocaeli maçından sonra Michael Skibbe gitti, Bülent Korkmaz geldi, her türlü gollü beraberlikte turu geçemiyoruz, Servet ve Emre Güngör yok, Kewell oynasa bile kondisyonu yeterli değil.
Bu ortamda Galatasaray UEFA'da tur atlama mücadelesine çıkacak. En büyük kozu kuşkusuz Ali Sami Yen Stadı, ve takımın maç içindeki hırsı olacak. Kısacası Galatasaray bu maçta sonuna kadar mücadele ederse taraftarıyla bu maçı alacak. Takımın başında bir mücadele ve hırs abidesi Bülent Korkmaz olunca, oyunculara da karakterini yansıtabilirse sorun olmaz diye düşünüyor insan. Umarım öyle olur, en azından bir sonraki turu görürüz UEFA'da.
Haydi Galatasaray, taraftarınla birlikte savaş!
Süper Loto Çıldırdı
Süper Loto'da 10 haftadır 6 bilen çıkmadı. Haliyle devreden ikramiye 23 milyon lirayı buldu, bu bir rekor. Bu akşam 20.00'de çekiliş yapılıyor. Çıkarsa tek kişiye çıkmasın, insan kafayı yer. 4 kişiye çıksa 6'şar trilyondan, o bile çok fazla. Oynamayan kaldıysa bugün Süper Loto oynasın. Bu arada, ikramiye yine devrederse haftaya 30 trilyonu da geçecek. Öeehh!
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)